GÖLLÜCE KÖYÜ-AKINCILAR/SİVAS

Yöremizden Hikayeler

              Sayfamızda okuyacağınız hikayeler, yöremizde anlatılan yaşanmış olaylardan derlenmiştir. Zaman zaman sayfamıza ilaveler yapılacaktır. 

             

                     TERAVİH HİKAYESİ
     Olay komşu köylerden birinde geçmektedir. Eskiden, devletin yeterince imam görevlendiremediği, köylünün kendi imkanlarıyla kendi imamını tuttuğu zamanlardan birinde … Köyünde de namaz kıldırması için çevreden bir imam
bulunur. 
     Vakit Ramazan vakti. Teravih namazı kılınacak. Malum olduğu üzere oldukça uzun bir namaz. İmam hafızasına güvenemez, yaşlıdır da. Rekat sayılarını karıştırmamak için kendince bir çözüm bulur. Yan tarafına rekat sayısı kadar
FIRIŞ koyar. ( Yörede Dağ armudunun kurusuna fırış denilmektedir) Selam verdikçe kılınan rekat sayısı kadar fırışı yerden alır, cebine koyar. Maksat rekat
sayısını karıştırmamak.
      Birkaç gün problem olmadan namaz kılınır. Fırış bitince, teravih namazı da bitmekte ve her şey yolunda gitmektedir.
     Yine bir teravih namazı vakti. Cemaatten biri İmama çaktırmadan birkaç tane fırışı alır, saklar. Her zamanki düzene göre namaz kılınır, fırışlar biter,
Salavat getirilir. İmam Vitir namazını kıldırmak için davranır. Cemaatten biri:
- Hoca, terevü bitmedi, eksük gılduh. der.
İmam hemen fırışların olduğu tarafa bakar, fırış yok. Arkasına döner, seslenir:
- Fazla gonuşma. Fırış bitdi, namaz bitdi….
                          -&-
 
 
          
NAMAZ HİKAYESİ
     Komşu köylerden birinde, akşam namazı vaktidir. İmam izinli olduğu için, namaz kıldıracak biri aranır. Aşur Emmi atılır:
-Ben gıldururum, der.
     Geçer cemaatin önüne, başlar namaza. Başlar ama; kıraat bozuk, ses kötü, yanlış okuyor. Arkada cemaat gülmemek için kendini zor tutuyor. Daha fazla dayanamazlar, gülen camiden kaçar, gülen camiden kaçar.
     Aşur Emmi olayların farkındadır ve pişman olmuştur gönüllü olduğuna ama artık iş işten geçmiştir. O da daha fazla dayanamaz, namazı falan boş verip arkasına döner, kalan var mı diye. Bakar ki koca cemaatten sadece bir kişi kalmış,
ciddiyetle namaza devam ediyor.
Namaz kılana bakar, bakar; kızgın bir sesle bağırır:
- Si.tir lan, sen de çık!..
                      -&-

          TEESSÜF EDİYRİM
     Hurşit Öğretmen bahçe duvarı olmayan okulu korumak için öğrencilere dallı, dikenli ağaçları getirtir ve okulun çevresine yerleştirir. Yöremizde bu tür ağaçlara, çalılara BAD denir.
     Birgün sabah lojmandan çıkınca badların yerinde olmadığını gören Hurşit öğretmen, öğrencilere badları kimin aldığını sorar:
     -Tufan emmi aldı, derler.
     Tufan emminin köy odasında olduğunu öğrenince  gider, kapıyı açar, oda kalabalıktır:
     -Badları niye aldın Tufan emmi. TEESSÜF EDERİM, der ve çıkar gider.
     Herkes şaşkın; Tufan emmiye bakar, Tufan emmi şaşkın, öğretmenin ne dediğini anlamamıştır, sorar:
     -Ula Hoca ne dedi?
     Hemen biri atılır:
     -Teessüf ediyrim dedi.
     -Teessüf ediyrim ne ki?
     -Vallaha Tufan emmi, heç eyi bişey değil. Hoca sana küfür etti.
     Tufan emmi beyninden vurulmuşa döner, hızla odadan çıkar, okula gelir. Sınıfın kapısını açar, herkes kapıya döner, Tufan emmi kapıdan bağırır:
     -Hoca, ben de sana Teessüf ediyrim, teessüf ediyrim, teessüf ediyrim!...
    


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol